Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) herkesin olduğu gibi çocukların da peygamberiydi. Hayatı boyunca çocuklara özel önem göstermiştir. O'nun (s.a.v.) Dönemi'nde, Asr-ı saadette yani "mutluluk çağı"nda yaşamış çocuklar dünyanın en şanslı çocuklarıydı. Sevgili Peygamberimizin (s.a.v.) arkasında namaz kıldılar, onun öğütlerini birinci ağızdan dinlediler, duasına, şakalarına, şefkatine, sevgisine mazhar oldular. Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) ile zaman geçirmek için adeta yarıştılar. O minik sahabeler, Peygamber Okulu"nda ahlak ve erdem eğitimi aldılar ve aralarından çok önemli alimler, bilginler, yöneticiler yetişti.
Cevabınızı biliyorum. "Elbette evet, O'nun döneminde yaşamayı çok isterdik!" dediğinizi duyar gibiyim...
Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) çok yoğun olmasına rağmen çocukları hiçbir zaman ihmal etmemiş, onlara zaman ayırmıştır. Onlarla oyunlar oynamış, sahabeleri de bu yönde teşvik etmiştir. Sokakta, çarşıda, pazarda, mescitte bir çocukla karşılaştığı zaman mübarek yüzüne hemen bir gülümseme, neşe ve sevinç yayılmıştır. Karşılaştığı çocukların hâl ve hatırlarını sormuş, onlarla yetişkin insanlar gibi sohbet etmiştir.
Çocuklarla konuşurken diz çökmüş, onlarla aynı seviyeye gelerek göz iletişimi kurmuştur. Hasta olan çocukları bizzat ziyaret etmiş, karşılaştığı veya ziyaretine gelen çocuklara cömertçe ikramda bulunmuştur. Sevgili Peygamberimizin (s.a.v.) yanında yetişmiş Hz. Enes'in şu cümlesi oldukça anlamlıdır.
Mükemmel değil mi?
Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) yetim çocuklara da özel bir önem göstermiştir. Kendisine ziyarete gelen yetim Hatibe'yi "Sevgili Kızım" diye karşılamıştır. Babaları vefat eden üç yetim kızı Kebşe, Habîbe ve Fürey'i himayesine almıştır. Bir bayram sabahı neşe içinde koşturan çocuklar arasında boynu büyük bir şekilde ağlayarak oturan elbisesi yamalı bir çocuk dikkatini çekmiş, yanına gitmiş, babasının şehit olduğu için üzgün olduğunu öğrenince,
diyerek onu evine götürmüş, saçları taranan, güzel bir elbise giydirilen Hatibe bayram harçlığı verilerek dünyanın en mutlu çocuğu yapılmıştır.
Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) üstün yeteneği olan çocukların bu yeteneklerini kullanması için de her zaman fırsat verilmesi gerektiği konusunda da örnek olmuştur bizlere...
Bir defasında Sevgili Peygamberimiz kendisine bir gömlek almış çarşıdan dönüyordu. Cebinde sadece iki dirhemi vardı. Ağlayan bir kız çocuğu gördü. Bu kızın ev sahipleri tarafından alışverişe yollandığı ama iki dirhemini kaybettiği için korktuğunu öğrenince hiç düşünmeden cebindeki son parayı o çocuğa verdi. Hurma ağaçlarını taşladığı için yanına getirilen yaramaz bir çocuk olan Rafi'yi ise tatlı dille uyarmış, bu davranışını güzellikle değiştirmesini sağlamıştır...
Cezalandırma, azarlama, alay etme, küçümseme, korkutma, öfkelenme, hakaret etme Peygamberimizin (s.a.v.) kesinlikle başvurmadığı yöntemlerdi. Sevgi, nezaket, hoşgörü, şefkat, merhamet O'nun (s.a.v.) yöntemleriydi.
Siz, yarının büyüğü değerli çocuklar; Sevgili Peygamberimiz'i (s.a.v.) hayatınızın her alanında örnek almayı unutmayın olur mu?
Bu arada bu yazıyı anne ve babamıza da mutlaka okutalım. Böylece "Peygamberimiz biz çocukları nasıl severdi?" büyüklerimiz de öğrenmiş olur.🌹
Selam ve sevgiyle…
🖊Metin Özdamarlar
🎨Zeynep Hafsa Günhan