Anne Babalar Buraya

SEVGİLİ PEYGAMBERİMİZ (S.A.V.) BİZ ÇOCUKLARI NASIL GÜLDÜRÜRDÜ?

Sevgili Peygamberimiz(s.a.v.) bir peygamberdi fakat O da bizler gibi sevinir, üzülür, mutlu olur, espri ve şaka yapardı. Espri ve şaka derken; acaba Sevgili Peygamberimiz(s.a.v.) ne tür espriler, şakalar yapardı merak ettiniz, değil mi?

O zaman haydi, sizi bu konuda biraz bilgilendirelim çünkü bu haftaki yazımızın konusu bu.

Sevgili Peygamberimiz(s.a.v.) şaka ve espri yaparken kimseyi küçümsemez, alay etmez, dalga geçmez, onları üzecek ve kıracak şakalardan uzak durur, ölçülü davranırdı. Bu şekilde şaka yapılmasını uygun görmezdi. Şaka yaparken de doğruluktan ayrılmaz "Ben şaka yapsam da haktan başkasını söylemem." uyarısıyla şaka için bile olsa, insanları güldürmek için bile olsa yalan söylemeyi tamamen yasaklamıştı.

Sevgili Peygamberimiz(s.a.v.) , espriyi ve şakaları yerinde ve zamanında yapardı.

Samimiyeti her zamanki gibi en içten haliyle hissedilirdi. Onun mübarek neşesi oradaki herkese yayılırdı. Eşsiz sohbetinin lezzeti şakalarıyla daha da benzersiz hâle gelirdi. Sevgili Peygamberimiz(s.a.v.) eşlerine, yoksullara, sevgiye muhtaç kimselere ve en çok da çocuklara kendilerini iyi hissetmelerini sağlamak onları, neşelendirmek için şakalar yapardı. "Kimin çocuğu varsa onunla şakalaşsın, onunla çocuklaşsın.'' diyerek özellikle ebeveynlerin çocuklarıyla şakalaşmasını tavsiye ederdi.

Kaynaklardan Peygamberimizin(s.a.v.) yaptığı şakalardan birçoğuna ulaşabiliyoruz. Birkaç tanesini öğrenmeye ne dersiniz?

Sevgili Peygamberimizin(s.a.v.) eşi Hz. Aişe anlatıyor: "Yaşımın genç olduğu zamanlarımda idi. Bir seferde Resulullah'la beraberdim. Bir ara arkadaşlarına, "Siz ilerleyin bakalım," dedi. Sonra da bana, "Hadi gel yarışalım," buyurdu. Koştuk, yarışı ben kazandım. Aradan yıllar geçti. Kilo almıştım. Yine bir yolculukta, arkadaşlarına, "Siz ilerleyin." dedi. Bana da "Hadi yarışalım," buyurdu. Öncekini unutmuştum. "Bu hâlimle ben nasıl koşarım," dedim. "Olmaz, yarışacağız." dedi. Koştuk ve o beni geçti. "Ee, öncekinin rövanşı!" buyurdular. Ne güzel bir samimiyet ne güzel bir iletişim yöntemi değil mi?

Sevgili Peygamberimiz(s.a.v.) bir gün torunları Hasan ve Hüseyin'e bir binek gibi sırtına çıkmalarını söylemişti. Bu manzarayı gören bir sahabi, "Oh! Ne güzel de bineğiniz var!" deyince, Allah Resulü, "Ama onlar da ne süvariler!" dedi.

Harika bir iltifat etme yöntemi değil mi?

Sevgili Peygamberimiz 'in (s.a.v.) şu şakası da ne kadar ince ve nezaketle şaka yapmasına güzel bir örnektir: "Yaşlı bir kadın geldi ve ey Allah'ın Resulü, dua edin de ben de cennete girebileyim." dedi. Resulüllah da: "Yaşlı kadınlar cennete girmez." buyurdular. Kadıncağız ağlayarak döndü. Sevgili Peygamberimiz(s.a.v.) de: "Yetişin ve deyin ki yaşlı kadın cennete yaşlı olarak girmez. Allah'ın şu ayetini bilmiyor musunuz: 'Biz cennete girecek kadınları yeniden yaratacağız. Genç yaşta, bekâr olarak cennete girecekler.' "

İşte böyle çocuklar, Peygamber efendimiz çocuklarla ve hatta etrafındaki herkesle onları kırıp incitmeden, gönüllerini alarak şakalaşır, öyle güldürürdü. Biz de arkadaşlarımıza şaka ve espri yaparken Sevgili Peygamberimizin(s.a.v.) kurallarına dikkat edelim, şaka da olsa yalan söylemeyelim, espri yaparken de üslubumuza dikkat edelim, kimseyi kırmayalım olur mu arkadaşlar…

Sevgili Peygamberimizin(s.a.v.) ahlakı üzerine yaşamamız duası ile.

🖊Metin Özdamarlar

🎨Zeynep Hafsa Günhan