Anne Babalar Buraya

HAVADA DENİZ - AÇIK HAVA MÜZESİ - ROMA


Yeniden yola çıkma zamanı geldi.📢
Böyle anlarda kardeşim ve ben çok heyecanlı oluyoruz. Babam da bu heyacanımız karşısında hiç vakit kaybetmez ve gideceğimiz yeni yeri hemen söyler. Yine öyle oldu!

Roma! Roma hakkında bir sürü şey biliyordum ama yine de internetten yeni bir araştırma daha yaptım. Bekle bizi gladyatörlerin şehri biz geliyoruz!

Ha bu arada unutmadan size gladyatörler hakkında biraz bilgi vereyim. Eski Roma'da büyük arenalarda dövüşen insanlara gladyatör deniyor. Yırtıcı hayvanlarla bile dövüştükleri olurmuş. Ne korkunç değil mi? Bu canice gösteriler neyse ki yasaklanmış ve günümüzde hiçbirinden eser yok.

Yaşadığımız şehirden Roma uçakla yaklaşık 2 buçuk saat sürdü. Uçakta biraz çizgi film izledim. Uçuşun yarısında da bulutlara bakıp hayal kurdum.

Uçağa bindiğimde gideceğim yerle ilgili hep hayaller kurarım da.

Roma'ya geldiğimizde eşyalarımızı otele yerleştirip hemen kendimizi dışarı attık. Otelden hepimiz küçük haritalar aldık. Şehirleri turlarken elime mutlaka bir harita alırım. Ee, ne de olsa gezginler haritasız yola çıkmaz!




Hava İstanbul'dan daha sıcaktı sanki. Ve bu şehrin her tarafı yokuş doluydu. Yürürken sürekli anneme

"Ne kadar kaldı?"

diye sordum. En sonunda karşıma çıkan kocamaaan yapıyı görünce geldiğimizi anladım. İlk durağımız Kolezyum'du, onu hemen fotoğraflardan tanımıştım. Size gladyatörlerden bahsetmiştim ya işte burada savaşırlarmış.

Bazı bölümleri yıkılmış ama yine de devasa duruyor. İçini girdiğimizde bir zamanlar ne kadar farklı bir dünyada yaşadıklarını anladım.

Dışarı çıktığımızda havadaki güneş ayneeen yerinde sayıyordu. O kadar yorulmuştum ki aklıma gelen ilk şey pizza oldu. Kardeşimle bağırmaya başladık "pizzaaaa, pizzaaaa!" E bu kadar tezahürata kimse dayanamaz. Minik bir İtalyan pizzacısının harikaa pizzalarını midemize indirdik. Sanırım yediğim eeeen güzel pizzaydı. Üstüne bir de çok ünlü bir yerden tiramisu aldık. Tiramisuları minik kutuların içine koymuşlar böylece gezimize ara vermeden tatlıları yiyebildik.

Kolezyum'un yakınlarında eski Roma'nın en önemli bölgelerinden birinin daha olduğunu söyledi babam: Roma Forumu. Bazı yerleri yıkılmış, bazı yerleri ise hala duruyor ama tamamının nasıl bir yer olduğunu anlamak çok zor. Babam anlayabilmem için eski halinin resimlemesini gösterdi. Ve anladım ki Romalıların bütün yapılar çoook büyük ve gösterişli. Burada bol bol fotoğraf çekindik. "Ben Roma Hükümdarı II. Deniz seni serbest bırakıyorum kölem." Kardeşim bu şakama hiç gülmedi.

(Bence komikti).

Roma'nın geri kalanını diğer güne bırakmak için otelimize gittik. O kadar hızlı uyumuşum ki pijamalarımı nasıl giydiğimi bile hatırlamıyorum. Ertesi günkü planı kahvaltı masasında hazırladık, şehri biraz daha yürüyecektik.

(Bu sıcakta başka ne yapabilirdik ki!)

Roma'daki en ünlü yerlerden biri olan Fontana di Trevi'ye gittik. İnsanlar buradaki havuza para atıyorlar. Benim ilgimi karşısındaki dondurmacılar çekti. Annem ısrarlarımıza dayanamadı ve soluğu onlardan birinde aldık. En son elimizde külahlar babamın makinasına poz veriyorduk. (Bu arada Roma'da her yer çeşme, havuz. Hepsine para atmaya kalksam ohoooo.)

İspanyol Merdivenleri bir sonraki durağımızdı. Yürümekten öyle yorulmuştuk ki bu merdivenlere oturduk, kaldık. Burada tam 135 basamak bulunuyormuş ve teee 1700'lü yıllarda inşa edilmiş. İspanyol Elçiliği bu bölgede olduğundan dolayı adı böyleymiş. Herkes merdivenlerden birine oturuyor. Tam da tahmin edeceğiniz gibi önünde de bir süs havuzu daha var.

Melekler Köprüsü'nden geçip çook ünlü olan kale Castel Sant Angelo'ya da gittik. Orada gördüğümüz Roma manzarası tatilimizin bitiş noktası için en güzel yerdi. Bütün Roma'ya son kez bakarken yeniden geleceğimize söz verdik!😍

🖌 Nilüfer Taktak
🎨 Feyza Eryüksel Koyunoğlu